باب: الصبر
على الأذى.
71. EZIYETE KARŞI SABIR
وقول الله
تعالى: {إنما
يوفى
الصابرون
أجرهم بغير
حساب} /الزمر:10/.
ve Allah Teala'nın: "Ancak sabredenlere ecirleri hesapsız
verilir." (Zumer, 10) buyruğu
حدثنا
مسدَّد: حدثنا
يحيى بن سعيد،
عن سفيان قال:
حدثني الأعمش،
عن سعيد بن
جبير، عن أبي
عبد الرحمن
السلمي، عن
أبي موسى رضي
الله عنه،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (ليس
أحد، أو: ليس
شيء أصبر على
أذى سمعه من
الله، إنهم
ليدعون له
ولداً، وإنه
ليعافيهم
ويرزقهم). [6943]
[-6099-] Ebu Musa (el-Eş'ari) r.a.'dan, Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "İşittiği eziyet verici söze karşı
Allah'tan daha çok sabreden bir kimse -yahut bir şey- yoktur. Onlar onun evladı
olduğunu ileri sürüyorlar. Halbuki o, onlara sıhhat ve rızık verip
duruyor."
Tekrar: 7378
حدثنا عمر بن
حفص: حدثنا
أبي: حدثنا
الأعمش قال:
سمعت شقيقاً
يقول: قال عبد
الله:
قسم
النبي صلى
الله عليه
وسلم قسمة
كبعض ما كان
يقسم، فقال
رجل من
الأنصار:
والله إنها
لقسمة ما أريد
بها وجه الله،
قلت: أما
لأقولن للنبي
صلى الله عليه
وسلم، فأتيته
وهو في أصحابه
فساررته، فشق
ذلك على النبي
صلى الله عليه
وسلم وتغير
وجهه وغضب،
حتى وددت أني
لم أكن
أخبرته، ثم
قال: (قد أوذي
موسى بأكثر من
ذلك فصبر).
[-6100-] Abdullah dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem yapageldiği paylaştırmalardan birisi gibi bir paylaştırma yaptı.
Ensar'dan bir adam:
Allah'a yemin ederim, şüphesiz ki bu, kendisiyle Allah'ın
rızasının gözetilmediği bir paylaştırmadır, dedi. Ben de: Ama and olsun Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e (bunu) söyleyeceğim deyip onun huzuruna gittim.
Ashabı arasında bulunuyordu. Gizlice ona söyledim. Bu, Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'e ağır geldi, yüzü değişti ve kızdı. Öyle ki keşke ona haber vermeseydim
diye arzu ettim. Daha sonra:
Gerçekten Musa'ya bundan daha fazla eziyet edilmişti, ama o
sabretti, buyurdu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Eziyete sabretmek". Yani sözlü yahut fiill eziyete
karşılık vermekten kendisini alıkoymak. Bu, bazen hilm için de söylenir.
Yüce Allah'ın: "Ancak sabredenlere edrleri hesapsız
verilir."m buyruğu ile ilgili olarak kimi ilim ehli şöyle demiştir:
Eziyetlere karşı sabretmek nefsin cihadıdır. Şam yüce Allah, nefisleri,
kendisine yapılan ve hakkında söylenen şeylerden acı çekmek özelliğine sahip
olarak yaratmıştır. Bundan dolayı onların ganimetieri paylaştırmakta Nebi
s.a.v.'in haksızlık yaptığını söylemeleri ona ağır gelmiştir. Fakat o bu sözü
söyleyene hilm ile mukabele ederek sabretmiştir. Çünkü sabredenlerin sevabının
pek büyük olduğunu ve Allah'ın hesapsız olarak sabredene ecrini vereceğini
biliyordu. Sabreden kişinin ecri, infak edenden daha fazladır. Çünkü infak
edenin elde edeceği hasene yedi yüz kata kadar yükseltilir. Bir hasene ise aslı
itibariyle on kat fazlasıyla mükafatlandırılır. Bununla birlikte yüce Allah
dilediğine daha fazlasını da verir.
İman bölümünün baş taraflarında İbn Mesud'un: "Sabır imanın
yarısıdır." şeklinde rivayet ettiği hadis geçmiş bulunmaktadır. Eziyetlere
karşı sabrın faziletine dair Buhari'nin şartına uymayan bir başka hadis de
varid olmuştur. Bu hadisi İbn Mace hasen bir sened ile İbn Ömer'den merfu
olarak rivayet etmiştir:
"İnsanlarla oturup kalkıp onların eziyetlerine sabreden bir
kimse, onlarla oturup kalkmayıp eziyetlerine sabretmeyen kimseden daha
hayırlıdır."
Hadisten imama ve fazilet ehline, haklarında -kendilerine
yakışmayan türden- söylenen sözleri, -bu sözü söyleyenden sakınmaları için-
haber vermenin caiz olduğu anlaşılmaktadır.
Hadisten Çıkan Diğer Sonuçlar
1- Gıybet ve nemfme (kağuculuk, laf götürme)den mubah olan
kısım, açıklık kazanmaktadır. Çünkü İbn Mesud'un bu yaptığında şeklen bunlar
vardır, ama Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun bu yaptığına tepki
göstermemiştir. Çünkü İbn Mesud'un maksadı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e
samimi olarak öğüt vermek ve ona Müslüman olduğunu dışa vurmakla birlikte,
içinde münafıklığı saklayanlar arasından kendisine dil uzatanları -ondan
sakınsın diye- bildirmek istemişti. Bu ise kafirlerin hile ve tuzaklarından
emin olmak amacı ile tecessüsün (casusluk yapmanın) caiz oluşu gibi caizdir.
Diğer taraftan sözü geçen o adam, söylediği o sözlerle pek büyük bir günah
işlemiştir. Dolayısıyla onun (bu hususta) riayet edilmesi gereken bir hakkı
yoktur.
2- Kendilerinde olmayan nitelikler ile söz konusu edilmeleri,
fazilet ehli kimseleri kızdırabilir. Bununla birlikte onlar bu işe sabır ve
hilm ile karşılık verirler. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Musa
aleyhisselam'a uyarak böyle yapmıştır. "Musa'ya eziyet edilmişti."
sözleriyle de yüce Allah'ın: "Ey iman edenler! Siz de Musa'yı incitenler
gibi olmayın. " (Ahzab,69) buyruğuna işaret etmektedir.
İsrailoğuııarı'nın Musa aleyhisselam'a eziyet edip incitmeleri
hususunda üç kıssa naklediimiş bulunmaktadır:
a- Onun hayalarının şişkin olduğunu söylemişlerdi. Bu lafız ve
açıklamaları Enbiya ile ilgili hadisler bölümünde, Musa kıssasında geçmiş
bulunmaktadır.
b- Musa aleyhisselaın'ın kardeşi Harun'un ölümü kıssası ile
ilgilidir. Bunu da Musa kıssasında açıklamış bulunuyoruz.
c- Karun ile başından geçen olay ile ilgilidir. Karun kötü bir
kadına Musa'nın kendisine tecavüz etmek istediğini iddia etmesini söylemişti.
Nihayet bu, Karun 'un helak sebebi olmuştu. Bu da Enbiya ile ilgili hadislerin,
Musa'ya dair haberlerin son taraflarında yer alan Harun kıssasında geçmiş
bulunmaktadır.